Bu
çalışmanın konusu, film sanatını hem bir deneyim hem de bir gösteri işi olarak
nitelendiren Jean Luc Godard’ın Klasik Ortodoks
Sinema’nın dışına çıkarak yarattığı filmsel iskeleti ve geleneksel anlatı
tekniğini tamamen kırdığı Karşı Sineması
üzerinedir. Bu çalışmaya, sinemaya sonunu kestiremediği entelektüel bir mecra olarak bakan Godard’ın, film diline
kazandırdığı yeni öğretileri ilham oluşturmaktadır. Bu
çıkış noktasından hareketle; Hollywood Sineması kapsamındaki yapımlar arasından
Mike Nichols imzalı Wit filmi
seçilmiş, söz konusu filmin Godard’ın karşı
duruşu çerçevesinde yer alıp almadığını tespit etmek amaçlanmıştır. Nihai
olarak, sinemada ana-akımı temsil eden klasik anlatı geleneğinin sorgulamasını
ödev edinerek, sinemanın yedi günahını erdeme çeviren Godard’ın düşünceleri, Wit filmi ile ilişkilendirilmiş; bu
düşüncelerin sinema dilinde nasıl inşa edildiği betimlenmiştir. Bu bağlamda,
Nichols’un, Godard’ın izinden giderek, klasik tarza karşı bir tavır sergilediği
ve klasik anlatı ile modern anlatı arasında güçlü bir köprü inşa ettiği tespit
edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 26, 2019 |
Acceptance Date | June 26, 2019 |
Published in Issue | Year 2019Issue: 30 |