The effects of the application of neo-liberal policies in Turkey after 1980 in terms of deregulation are as follows: concentration observed in the media ownership structure, emergence and proliferation of commercial broadcasting and the problem of the uniformity observed in the media products. The uniformity observed as serials in the prime time zone of the widespread television channels. According to this paper, the dominant uniform narratives of the serials are as follows: The narrative of the community based affiliation which is based on the solidarity of the big family or the neighborhood (originated in İstanbul or originated in an Anatolian city/countryside), the narrative of the living together of the rich and the poor people without class conflict (originated in istanbul or originated in an Anatolian city/countryside), the narrative of the luxury way of life and the narratives which legitimate the vulgar nationalism. Within the narrative of the luxury way of life of the serials, since 1990 the 'super luxury houses set in a garden with swimming pool' had appeared as a uniform signs of the richness. In this paper, these luxury houses set in a garden which appears as a uniform signs of the richness in the serials were discussed with the application of the studies on urbanization, new richness and the middle class in Turkey. In the social theory, the people who settle in these luxury houses set in a garden are both new rich people who become a rich in the economic growing up model based on export after 1980 and the new middle class who work especially in the multinational companies. According to the social theory, this new rich people want to stay in these luxury houses set in a garden, to separate themselves from the poor people/lower classes. According to narrative of the serials as the opposite of the social theory, rich people represented as the people who do not want to draw a border for the poor people/lower classes. In local serials rich and poor people represented as a living together without class conflict. This differentiation was discussed in the paper, as the Turkish media's softening of its severe discourse after the economic crisis of the 2001, which was mainly based on the well representation of the richness and the consumer culture
Les conséquences de la dérégulation, reflets sur les médias des politiques néo-libérales mis en vigueur à partir de 1980 en Turquie, sont la concentration de la propriété des organes de médias, l'implantation du modèle commercial de diffusion etle problème de l'uniformatisation des produits médiatiques. L'uniformatisation dans les grilles des chaînes de télévision privées populaires a été créée par la diffusion des feuilletons produits en Turquie. L'étude en question nous montre qu'il y a essentiellement quatre types de narration dominante dans ces feuilletons: Narration communautaire basée sur la solidarité entre les résidents d'un quartier ou les membres d'une grande famille (Originaire d'Istanbul et originaire des villes / des campagnes d'Anatolie), narration basée sur la cohabitation, la vie commune et intégrée des pauvres et des riches, sans conflit de classe (Originaire d'Istanbul et originaire des villes / des campagnes d'Anatolie), narration basée sur un mode de vie de luxe et les narrations qui légitiment le nationalisme lumpen. Les villas de cinq étoiles avec piscine sont devenus un indicateur de la richesse uniformatisée du mode de vie de luxe dans ces feuilletons produits à partir du milieu des années 90. L'article traite ces villas en question, en rapport avec la littérature et les études sur l'urbanisation, sur les nouveaux riches, sur la nouvelle classe moyenne en Turquie. Selon des études de la théorie sociale, les nouveaux riches, propriétaires de ces villas, appartiennent à la nouvelle classe moyenne, autrement dit les couches supérieures de la classe moyenne, et surtout les cadres qui travaillent dans les sociétés multinationales, qui se sont rapidement enrichies grâce au modèle de développement économique basé sur l'exportation adopté à partir de 1980. Les travaux de la théorie sociale nous affirment que ces nouveaux riches préfèrent résider dans ces villas situés sur les périphéries des villes pour se distinguer des pauvres, pour se différencier et tracer une frontière avec les classes basses. Mais dans les feuilletons en question, par opposition aux affirmations des études de la théorie sociale, les riches ne sont pas représentés comme une classe qui tracent des frontières avec les pauvres ou classes basses. Les feuilletons turcs représentent ces riches en cohabitation avec les pauvres et les membres des classes basses, sans conflit de classe et voire des riches qui se marient avec les pauvres. Cette différence fondamentale peut être interprétée et discutée en rapport avec le changement du discours médiatique: Les médias dans les années 1990 faisaient l'apologie du discours sur la richesse et la culture de consommation, mais ils ont adouci le ton depuis la crise économique de 2001.
1980 sonrası Türkiye'de uygulanan neo-liberal politikaların medya alanındaki yansımalarının deregülasyon başlığı altındaki sonuçları; medya mülkiyetinde yoğunlaşma, ticari yayıncılık anlayışının yerleşmesi ve medya ürünlerindeki tektipleşme sorunudur. Çok izlenen özel televizyon kanallarının ana-yayın kuşağındaki tektipleşme ise, yerli dizilerin yayınlanmasıdır. Bu çalışmaya göre yerli dizilerin tektipleşmiş hâkim anlatıları ise şöyledir: Mahallelilik ya da geniş aile dayanışmasına dayalı cemaatçilik anlatısı (İstanbul kökenli ve Anadolu kenti/kırsalı kökenli), zengin ve yoksulun sınıf çatışması olmaksızın ve kaynaşarak bir arada yaşadığı anlatısı (istanbul kökenli ve Anadolu kenti/kırsalı kökenli), lüks yaşam tarzı anlatısı ve lümpen milliyetçiliği meşrulaştıran anlatılar. Yerli dizilerde 1990'ların ortalarından itibaren lüks yaşam tarzı anlatısı içinde, havuzlu süper lüks villalar, tektipleşmiş zenginlik göstergeleri olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmada yerli dizilerde tektipleşmiş zenginlik göstergeleri olarak öne çıkan bu lüks villalar, Türkiye'de kentleşme, yeni zenginlik ve yeni orta sınıf üzerine yapılan çalışmalarla ilgili literatüre başvurularak tartışılmıştır. Sosyal teoride bu lüks villaların sahibi yeni zenginler, 1980 sonrası ihracata dayalı ekonomik büyüme modelinde hızlı zenginleşen kesimler ve özellikle uluslararası şirketlerde çalışan yeni orta sınıf, diğer bir deyişle üst orta sınıftır. Sosyal teoriye göre, bu yeni zenginler kendilerini yoksullardan ve alt sınıflardan ayrıştırmak, onlarla aralarına sınırlar çizmek için, kent çeperindeki bu lüks villalarda oturmayı tercih etmektedir. Yerli dizilerde ise, sosyal teoride savunulduğunun aksine, zenginler yoksullarla/alt sınıflarla aralarına sınırlar çizenler olarak temsil edilmemektedir. Yerli dizilerde zenginler ve yoksullar/alt sınıflar, sınıf çatışması olmaksızın bir arada yaşayan ve evlilikler gerçekleştiren gruplar olarak temsil edilmektedir. Bu temel farklılık, 1990'lı yıllarda zenginlik ve tüketim kültürü söylemlerini öne çıkaran medyanın, 2001 ekonomik krizinden sonra bu söylemini yumuşatması olarak yorumlanmış ve tartışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008Issue: 8 |