Dans le nouvel ordre mondial où le dialogue et l'établissement de relations sont les principaux déterminants, les acteurs se concentrent sur les activités de communication stratégique en se tournant vers les ressources de soft power existantes et potentielles. À cet égard, les États et les acteurs non étatiques tentent de convaincre le public international et les peuples étrangers en fonction de leurs propres buts, objectifs et stratégies à travers des activités de diplomatie publique, qui sont un processus de communication. Cette transformation obligatoire basée sur la communication dans l'ordre mondial du XXIe siècle a de plus en plus mis l'accent sur le fait d'être « axé sur les personnes » malgré les problèmes de la communauté internationale. Dans le système mondial, de nombreux problèmes et crises mondiaux qui affectent profondément le monde, en particulier les gens, se multiplient. L'augmentation mondiale des problèmes a accru l'importance des activités de diplomatie humanitaire, qui est un champ d'application de la diplomatie publique, et cette situation a obligé les acteurs de la diplomatie humanitaire à utiliser efficacement les nouvelles technologies de la communication afin d'établir un dialogue et de nouer des relations avec les parties à la crise, les parties prenantes et les volontaires. Dans cette étude, il vise à révéler à quel niveau le Croissant-Rouge turc, la Croix-Rouge américaine, la Croix-Rouge britannique, la Croix-Rouge allemande et la Croix-Rouge canadienne, qui sont les principaux acteurs de la diplomatie humanitaire internationale et qui fournissent le plus d'aide au monde, utilisent les réseaux sociaux en matière de diplomatie humanitaire et s'ils interagissent avec les utilisateurs basés sur le dialogue. Dans ce contexte, l'étude a d'abord esquissé les nouveaux concepts de diplomatie publique et de diplomatie humanitaire, et le contenu des comptes Twitter anglais de ces institutions, qui sont les principaux déterminants de la résolution des crises humanitaires, le niveau des réseaux sociaux qu'elles utilisent en termes de diplomatie humanitaire, et les hypothèses d'interaction basée sur le dialogue. Il a été testé par la méthode d'analyse quantitative du contenu. À la suite de l'étude, il a été déterminé que la plupart des institutions n'utilisent pas Twitter sur la base du dialogue dans les activités de diplomatie humanitaire et le taux d'interaction avec les contenus partagés est faible.
Nouvelle diplomatie publique diplomatie humanitaire médias sociaux croissant rouge croix rouge
In the new world order where dialogue and relationship building are the main determinants, actors focus on strategic communication activities by turning to potential soft power resources. In this respect, states and non-state actors attempt to convince the international public and foreign peoples according to their own goals, objectives, and strategies through public diplomacy activities. Despite the complexities of the international community, the communication-based transformation that is mandatory in the 21st-century world order has increasingly emphasized being “people-centered”. In the global system, many global issues and crises that affect the world, especially people, are increasing. The global increase in problems has raised the value of humanitarian diplomacy operations, which are part of public diplomacy. Accordingly, it has prompted humanitarian diplomacy players to make strategic use of emerging connectivity tools to participate in dialog and establish partnerships with crisis groups, stakeholders, and volunteers. This study aims to reveal at what level the Turkish Red Crescent, the American Red Cross, the British Red Cross, the German Red Cross, and the Canadian Red Cross, which are the main actors in humanitarian diplomacy international and who provide the most aid to the world, use social networks in matters of humanitarian diplomacy and if they interact with users based on dialogue. In this context, the study first outlined the new concepts of public diplomacy and humanitarian diplomacy. Then, using the quantitative content analysis method, the contents of the English Twitter accounts of these organizations, which are the key determinants of the resolution of humanitarian crises, the extent of social networks they use in terms of humanitarian diplomacy, and the dialog-based interaction hypotheses, were evaluated. As a result of the study, it was shown that most organizations do not use Twitter based on dialogue in humanitarian diplomacy activities and that there is a low degree of interaction with shared content.
New public diplomacy humanitarian diplomacy social media Turkish Red Crescent the Red Cross
Diyalog kurma ve ilişki inşa etmenin ana belirleyici olduğu yeni dünya düzeninde, aktörler mevcut ve potansiyel yumuşak güç kaynaklarına yönelerek stratejik iletişim faaliyetlerine odaklanmaktadır. Bu bakımdan devletler ve devlet dışı aktörler bir iletişim süreci olan kamu diplomasisi faaliyetleri ile uluslararası kamuoyunu ve yabancı halkları kendi amaç, hedef ve stratejilerine göre ikna etmeye çalışmaktadır. 21. yüzyıl küresel siyasetindeki bu iletişim temelli zorunlu dönüşüm ise uluslararası toplumdaki sorunlara karşın “insan odaklı” olma vurgusunu giderek zorunlu kılmıştır. Küresel sistem içerisinde dünyayı, özellikle de insanları derinden etkileyen birçok küresel sorun ve kriz giderek yoğunlaşmaktadır. Sorunların küresel düzeyde artması, kamu diplomasisinin bir uygulama alanı olan insani diplomasi faaliyetlerinin önemini arttırmış, bu durum krizlerin tarafları, paydaşları ve gönüllüleriyle diyalog kurulması ve ilişki inşa edilmesi için insani diplomasi aktörlerinin yeni iletişim teknolojilerini de etkili kullanmalarını zorunlu kılmıştır. Bu çalışmada dünyada en çok yardım yapan ve uluslararası insani diplomasinin ana aktörleri olan Türk Kızılay, Amerikan Kızılhaçı, İngiliz Kızılhaçı, Alman Kızılhaçı ve Kanada Kızılhaçı’nın sosyal ağları insani diplomasi açısından hangi düzeyde kullandıklarının ve kullanıcılarla diyalog temelli etkileşime girip girmediklerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda çalışmada öncelikle yeni kamu diplomasisi ve insani diplomasi kavramlarının çerçevesi çizilmiş, insani krizlerin çözümünde temel belirleyici olan bu kurumların İngilizce Twitter hesaplarındaki içerikler, sosyal ağları insani diplomasi açısından hangi düzeyde kullandıkları, diyalog temelli etkileşime girip girmediklerine yönelik hipotezler niceliksel içerik çözümlemesi yöntemiyle sınanmıştır. Çalışma sonucunda insani diplomasi faaliyetlerinde kurumların büyük bir kısmının Twitter’ı diyalog temelli kullanmadığı ve paylaşılan içeriklerde etkileşime girme oranının ise düşük olduğu saptanmıştır.
Yeni kamu diplomasisi insani diplomasi sosyal medya kızılay kızılhaç
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2021 |
Kabul Tarihi | 25 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |