Differences in the interpretation of the concept of “post-truth”, which has recently been included in the Turkish literature, point out direct differences in the concept’s meaning beyond liberal/critical paradigm shifts. As is mainly handled in liberal studies, its use in the sense of “a new level reached by lie production” renders the critical contexts inherent in the concept invisible. This situation creates an understanding that ignores the deep-rooted shock in the concept of “truth” itself and may cause post-truth studies to be confined to the field of “contending with manipulation”. Such an approach may cause the emphasis of Tesich, the creator of the concept, on the social conditions that determine the “consumption process of the lie”, to be ignored. In this study, a theoretical groundwork was investigated by following the conditions for the emergence of the concept of “post-truth” and the social contexts it refers. In this direction, the processes of damage to the concept of “truth” during the Age of Enlightenment, which became evident in the neoliberal period, were traced. When examined on this ground, the concept becomes evident as a symptom of a period when the expectations of the Enlightenment were in vain.
Türkçe literatüre görece yeni girmiş olan “post-truth” kavramının yorumlanış biçimindeki farklılıklar, liberal/eleştirel paradigma farklılaşmalarını işaret etmenin ötesinde, kavramın anlamı üzerinde doğrudan bir yaklaşım farklılığını göstermektedir. Çoğunlukla liberal çalışmalarda ele alındığı biçimiyle, “yalan üretiminin ulaştığı yeni bir seviye” anlamında kullanılması, kavramın özünde barındırdığı eleştirel bağlamları görünmez kılmaktadır. Bu durum, “hakikat” kavramının kendisinde gerçekleşen köklü sarsıntıyı görmezden gelen bir anlayış oluşturmakta ve post-truth çalışmalarının “manipülasyonla mücadele” alanına sıkıştırılmasına neden olabilmektedir. Böyle bir yaklaşımsa, kavramın yaratıcısı Tesich’in, “yalanın tüketim sürecini” belirleyen toplumsal koşullara yaptığı vurgunun göz ardı edilmesine neden olabilmektedir. Bu çalışmada “post-truth” kavramının ortaya çıkış koşulları ve işaret ettiği sosyal bağlamları takip edilerek kuramsal bir zemin araştırılmıştır. Bu doğrultuda, “hakikat” kavramının Aydınlanma Çağı boyunca uğradığı ve neoliberal dönemde belirginleşmiş olan hasar görme süreçleri izlenmiştir. Bu zeminde incelendiğinde kavram, Aydınlanma beklentilerinin boşa çıktığı bir dönemin semptomu olarak belirginleşmektedir.
Les études sur le terme de « post-vérité », qui est relativement nouveau dans la littérature turque, montrent une diversité qui pointe non seulement vers des différenciations de paradigme libéral/critique, mais aussi des différenciations sémantiques. L’utilisation du terme dans le sens de « multiplication des mensonges » peut provoquer presque le sens inverse. Cette situation crée une compréhension qui ignore le choc profond dans le terme de “vérité” lui-même, et voire coincerait les études de « post-vérité » dans le terrain de « lutte contre la manipulation ». Une telle approche pourrait entraîner la négligence de l’accentuation que Teisch, le créateur du concept, a faite sur les conditions sociales déterminant « le processus de consommation du mensonge ». Dans cette étude, un terrain théorique a été investigué en suivant les conditions d'émergence du terme de « post-vérité » et les contextes sociaux auxquels il se réfère. De cette manière, l’affaiblissement qu’ont subi les termes d’« information » et de « vérité » au siècle des Lumières, qui est devenu évident à l'époque néolibérale, a été analysé. Lorsqu'il est examiné sur cette base, le concept devient évident en tant que symptôme d'une période où les attentes des Lumières étaient vaines.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 27, 2022 |
Acceptance Date | June 16, 2022 |
Published in Issue | Year 2022Issue: 36 |