Bu çalışmada, yalan haber tartışmasının hangi
koşullar çerçevesinde yeniden güncellik kazandığı sorusuna yanıt arıyoruz.
Günümüzün haber ekolojisinde hakikatin statüsü, yalan haber tartışmasının düğüm
noktasında yer alıyor. Bu nedenle sorunu, sosyal medya haberciliği, kullanıcı
türevli içerikler ve post-hakikat rejimi bağlamında değerlendiriyoruz. Sağ
popülist hareketlerin yalan haberleri, yurttaşların duygu ve inançlarına hitap
etmek için siyasal bir taktiğe dönüştürmesi bu açıdan oldukça kritik. Ayrıca, ne
tür haberlerin yalan haber kategorisi içinde değerlendirildiği, yalan
haberlerin sosyal medyada hızlı bir şekilde nasıl yayılabildiği ve yaygın
karşılaşılan yalan haber türlerinin neler olduğu gibi literatüre özgü sorunları
da gözden geçiriyoruz. Son bölümde ise, Türkiye’de yaşayan Suriyeli
mültecilerle ilgili yapılan yalan haberlere çok modlu metin analizi
çerçevesinden yaklaşarak, bu haberlerdeki ayrımcı ve nefret içeren söylemlerin
nasıl kolaylıkla meşruiyet kazanıp yaygınlaştığı sorusuna yanıt arıyoruz. Sonuç
olarak, yalan haberi bir eleştirel farkındalık sorununun ötesinde, sosyal
gerçekliğin sınırları üzerinde yürütülen politik bir mücadelenin parçası olarak
değerlendirmenin önemini vurguluyoruz.
yalan haber sosyal medya kullanıcı türevli içerik post-hakikat Suriyeli mülteciler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018Sayı: 29 |